현재 사용하시는 브라우저는 이전 버전입니다.
호미파이 홈페이지를 가장 최적화된 상태에서 사용하시려면 다른 브라우저를 다운로드해주세요. 아이콘을 누르시면 무료 다운로드가 시작됩니다.
Hepimiz çocukken bir ağacın tepesinde, yalnızca kendimize ait, adeta kaçılıp sığınalacak bir yuva ideali şeklinde bir ağaç eve sahip olmak istemişizdir. Çocukken kaçımızın bu imkanı bulabildiği ayrı bir konu ancak artık büyükler için de böyle evler var. Evin ağacın tepesinde inşa edilmediğini kabul ediyoruz ama bunun dışında aradığınız herşeyi bulabileceğiniz kompakt bir ev, aynı zamanda bugünkü yazımızın da konusunu oluşturuyor.
Yazımızın konusu olan ahşap ev, Almanya’nın başkenti olan Berlin’de yer alıyor. İstanbul ve diğer birçok büyük şehrimizden alışık olduğumuzun aksine bol miktarda yeşil alanın bulunduğu Berlin’de ağaçlar içindeki iki katlı bu evi Helm Westhaus firmasına bağlı olarak çalışan mimarlar projelendirdi. Çok az enerji tüketmek gibi bir özelliği olan bu eve biraz daha yakından bakalım.
İlk görüş, yani bahçeden bakıldığında göze çarpan evin dış cephesi bile eve aşık olunmaya yetecek bir görüntü sunuyor insana, ne de olsa ilk izlenim önemlidir ve her mimar da bu altın kuralı iyi bilir. Gepgeniş cam paneller, seçkin ahşap dokuyla mükemmel denebilecek şekilde bağlanmış. Geniş pencereler, doğal ışık konusunda evi zenginleştirirken, doğayla içi içeymiş gibi bir görüntü ve his oluşmasına da katkı sağlıyor.
Sadece dış değil evin iç mekanında da doğa ve doğallık teması büyük rol oynuyor. Oturma odasına ve yaşam alanlarına tamamen ahşapla kaplnamış bir koridordan geçiliyor. Bu capcanlı ve doğal tasarım eve müthiş bir ferahlık ve huzur kazandırıyor. Antrede gördüğünüz mantar motifi, ağaç kütüğü ve doğa motifleriyle bezeli tablonun orada durmaları kesinlikle tesadüf değil: Bunların hepsi doğallık efekti adına, bilinçli olarak yerleştirilmiş objeler.
Aynı bölgeyi bu kez ters açıdan görüyoruz. Karşı duvar görüldüğü gibi dev bir aynayla kaplanmış. Bu elbette antreyi daha geniş göstermek için planlanmış. Görsel efektin yanısıra, bu ayna, antrede, yani kapıya yakın bir yerde yer aldığı için pratik hem de ışığı yansıtma kabiliyetiyle, daha parlak bir antre sağlanaması yolunda ideal.
Girişin ardından hem mutfak, hem yemek odası hem de bir yaşam alanının beraberinde bulunduran açık bir alana giriş yapıyoruz. Bu yaşam alanını sağlamak adına ve sizin de kolayca fark edebileceğiniz üzere mekanların duvarla ayırılmasından kaçınılmış. İç mekanın rengi, mobilyaların seçimi, camların boyutları; kısacası herşey evde yaşayanlara ya da misafirlere doğa havasının teneffüs ettirmek üzerine kurulmuş gibi adeta.
Evin iç mekanının bu kez tam ortasındayız. Merdivenler ve cam paneller, bunun yanında bu zarif şömine şimdi daha yakından görünüyor. Kot farkıyla biraz daha yüksekte yer alan oturma odası ve koltuk takımları sol tarafta mutlaka gözünüze çarpmış olmalıdır. Hem herhangi ayırıcı bir duvar yer almaması hem de ikinci katın tavanına kadar uzanan camlar, evi havadar kılan özelliklerden en önemlileri.
Bir önceki fotoğrafta biraz uzaktan gördüğümüz oturma odası ve oturma gruplarını bu kez daha yakından görüyoruz. Herşey gayet şık, sade ve modern. Ahşap zemin üzerinde oldukça geniş sayılabilecek bir alan kapladığını söyleyebileceğimiz konforlu bir oturma grubu yer alıyor. Tavan kirişleri ve bir üst kata çıkan merdivenler de ahşap olacak şekilde tasarlanarak evin geneliyle mükemmel bir uyum içinde olmaları öngörülmüş.
Evin ikinci katında bulunan bu banyoda aynalar ve camlar dışında neredeyse herşey ahşapla katlanmış. Geniş pencelerden içeri alınan bol miktarda doğal ışıkla birleşince içeride sıcak bir atmosferin oluşması kaçınılmaz oluyor.
Bugün size tanıttığımız tarzda evlere merakınız halen devam etmekteyse, daha önce sitemizde yayınlanmış olan ve ‘Mükemmel tasarımlı bir dubleks daire’ başlığını taşıyan yazımıza göz atmanızın yeni fikirlerle tanışmak adına sizin için faydalı olabileceğin,i düşünüyoruz.
